Son yıllarda özel eğitimle ilgili pek çok kaynakta ve sosyal medyada Uygulamalı Davranış Analizi’nden söz edildiğini görmüşsünüzdür. Bu bölümde sizlere biraz Uygulamalı Davranış Analizi’nin ne olduğundan ve davranış ile nasıl ilgilendiğinden söz edeceğiz. Sizin sınıflarınızda Uygulamalı Davranış Analizini nasıl kullanabileceğinizi örnekleri ile aktarmaya çalışacağız.
İşe önce davranışı tanımlamakla başlayalım. Davranışların tanımına bakıldığında, “bireyin yaptığı her şeydir” şeklinde tanımlandığını görüyoruz. Ancak, Uygulamalı Davranış Analizi kitaplarında bu tanım; “bireyin yaptığı, gözlenebilir olan her şeydir.” şeklinde kabul görmektedir. Tanımdaki “gözlenebilirlik” davranışın başının sonunun belli olması ve bireyin çevresindeki herkes tarafından aynı şekilde gözlemlenebiliyor olması ve en önemlisi de kaydedilebilir olması anlamına gelmektedir. Peki ama davranışı kayıt etmek neden önemlidir? Çünkü eğer biz davranışın hangi ortamda kaç kez ya da ne kadar süre ile meydana geldiğini bilirsek o davranışın oluşumunu istediğimiz yönde değiştirebiliriz. Yani azaltabilir ya da ortadan kaldırabiliriz veya yeni bir davranış kazandırabilir ya da var olan davranışın oluşum sıklığını arttırabiliriz.
GÖRSEL 1: Sınıfta yerinde oturan öğrencilerine ders anlatan bir öğretmen görseli eklenecek.
Uygulamalı Davranış Analizi Nedir?
Uygulamalı Davranış Analizi, davranış değişikliklerini bilimsel olarak incelemeyi hedefler. Eğitim alanında baktığımızda ise, gözlenebilir ve ölçülebilir hedef davranışlar belirlenerek bu davranışlarda istendik yönde değişiklik hedeflenir. İstendik yönde değişikliklerin meydana getirilebilmesi için ise, Uygulamalı Davranış Analizi’ne göre, davranışların sürekli kayıt edilmesi gerekmektedir.
GÖRSEL 2: Elinde kayıt çizelgesi ve kalem olan bir öğretmen öğrencilerini gözlemlerken görseli eklenecek.
“Sürekli kayıt etmek” ifadesini okuduğunuzda, “Benim sınıfımda 28 çocuk var, hangi birinin hangi davranışını kayıt edeceğim? Hiç bana uygun değil.” dediğinizi duyar gibi oluyoruz. İşte tam da bu nedenle kitabımızda bu bölüme yer vermeyi uygun gördük. Sizin sınıfınızda Uygulamalı Davranış Analizi’ni benimseyerek uygulamanızda hiçbir engel olmadığını örneklerle anlatmak istiyoruz.
Devam edecek olursak, sürekli kayıt edilen davranış ile bireyin performansındaki değişiklikler izlenmiş ve uygulamanın etkili olup olmadığı belirlenmiş olur. Eğer performanstaki değişiklik istenen yöndeyse uygulamaya devam edilir, ancak, eğer performansta bir değişiklik yoksa ya da değişiklik istenen yönde ya da yeterli düzeyde değilse, o zaman uygulamada değişiklik yapılması gerekir.
Uygulamalı Davranış Analizi terimini oluşturan sözcükleri incelediğimizde, “uygulamalılık” sosyal açıdan önemli davranışlarla çalışılmasını, “davranış” ölçülebilir ve gözlenebilir davranışları ele almasını ve “analiz” de davranış öncesi ve sonrası uyaranlar ile davranış arasındaki neden-sonuç ilişkisini vurgular [1].
Davranışın Gözlenebilir ve Ölçülebilir Bir Şekilde Tanımlanması
Davranışın gözlenebilir ve ölçülebilir bir şekilde tanımlanması, üzerinde çalışılacak davranışın doğru anlaşılmasını sağlayacaktır. Örneğin, öğretmenler odasında sınıfınızdaki Kaan’ı “Çok haylaz, çok yaramaz, başedemiyorum.” diye anlattığınızda, arkadaşlarınızdan Gamze öğretmen Kaan’ı “ayağa kalktığında yanındaki arkadaşının saçını çeken, koşarken diğer sıradaki arkadaşının defterini yere atan ve öğretmen masasının örtüsünü çekip üzerindekileri döken” bir çocuk olarak hayal ederken, Yavuz öğretmen Kaan’ı, “önünde oturan arkadaşının saçını çeken, biraz sonra aynı arkadaşının sırtına elindeki kalemin ucunu batıran, daha sonra da silgisini ağzına atarak çiğneyen” bir çocuk olarak hayal etmiştir. Bu sırada Kaan’ı sabahları aynı serviste geldikleri için az çok tanıyan Şebnem Öğretmen ise Kaan’ın “sınıfta teneffüste tahtayı karalayan, ders sırasında sürekli ayağa kalkıp gezinen, her soruda bilip bilmediğine bakmadan parmak kaldırarak ‘ben söyliyim, ben geliyim’ diyen” bir çocuk olduğunu hayal etmiştir. Oysa siz Kaan’ı anlatırken nasıl bir yaramazlık ve haylazlık halinin olduğunu gözlenebilir ve ölçülebilir bir şekilde tanımlasaydınız herkes aynı şekilde anlayabilecekti. Örneğin, “Sınıfımdaki Kaan derste sürekli izinsiz ayağa kalkıp sıralar arasında dolaşıyor, uyarmama rağmen arkadaşlarının defterlerini karalayıp kaçıyor. En sonunda ceza veriyorum ve müdür beyin odasına gönderiyorum.” şeklinde tanımlasaydınız öğretmenler odasındaki tüm arkadaşlarınızın hayalindeki Kaan aynı yaramazlığı yapıyor olacaktı.
VİDEO 1 İÇERİĞİ: Hangi ifadelerin gözlenebilir ve ölçülebilir hangi ifadelerin gözlenebilir ve ölçülebilir olmadığına dair örnekler verilir.
Madem “gözlenebilir ve ölçülebilirlik” bu kadar önemli, o halde, bir davranışı gözlenebilir ve ölçülebilir bir şekilde nasıl tanımlayabiliriz, ona değinelim. Videomuzda da aktarıldığı gibi, gözlenebilir ve ölçülebilir ifadeler kullanıldığında, o ifadeyi duyan ya da okuyan herkes aynı eylemi anlayacaktır. Örneğin, sesli olarak okur, tek ayakla zıplar, üç heceli bir sözcüğü hecelerine ayırır, iki eliyle yakalar, sorulduğunda adını söyler gibi ifadeler gözlenebilir ölçülebilir ifadelerdir. Bilir, kavrar, öğrenir, yorumlar, anlar, tanır gibi ifadeler ise gözlenebilir ve ölçülebilir olmayan ifadelerdir.
Davranışın Kayıt Edilmesi
Davranışların kayıt edilebilmesi için öncelikle bilmemiz gereken davranışın ne tür bir davranış olduğudur. Davranışların bazıları sayılabilir bazıları da sürekli davranışlardır. Sayılabilir davranışlar, başı ve sonu belli olan ve bir kerede tamamlanan davranışlardır. Örneğin, adını söyler, sandalyeye oturur, parmağını kaldırır, mavi olan nesneyi gösterir gibi davranışlar sayılabilir davranışlardır. Süreli davranışlarsa başladıktan sonra tamamlanması biraz zaman alan davranışlardır. Örneğin, ağlama, ayakta gezinme, parmak emme, etkinlikle meşgul olma gibi davranışlar süreli davranışlardır.
VİDEO 2 İÇERİK: yukarı paragraftaki örnekteki sayılabilir ve süreli davranışlar daha da çeşitlendirilerek anlatılır.
Kayıt etmek istediğimiz davranış sayılabilir bir davranışsa o zaman çetele tutmak olarak da bildiğimiz, olay kaydı tekniğini kullanmanız uygun olacaktır. Çocuk değiştirmek istediğiniz (örn., arttırmak, azaltmak, ortadan kaldırmak) davranışı her gerçekleştirdiğinde bir şekilde kayıt etmeniz gerekecektir. Önceden hazırlık yapmanız uygulama sırasında işinizi kolaylaştıracaktır. Önceden hazırlanacak bir olay kaydı formu, davranış gerçekleştiğinde sadece bir işaret koymanızı sağlayacaktır. Bu da sınıf içinde ders sırasında ayrıca zaman ayırmanızı gerektirmeyecek ve uygulamalarınızı aksatmayacaktır.
Örneğin Serkan’ın “matematik dersinde kendisine verilen iki işlem içeren problemleri doğru olarak çözme ve sonucunu defterine yazma” davranışını kaç kez gerçekleştirdiğini gözlemlemek isteyen öğretmeni Serkan’ın okul günlerinde bir hafta boyunca kaç kez bu davranışı gerçekleştirdiğini kaydedebileceği bir form hazırlar. Aşağıda bu formu görebilirsiniz.
Şekil 1
Olay kaydı örneği
Pazartesi | Salı | Çarşamba | Perşembe | Cuma | |
Problem çözme | ///// | //////// | //// | /////// | //// |
TOPLAM | 5 | 8 | 4 | 7 | 4 |
Öğretmeni Serkan’ın bir hafta boyunca doğru olarak çözdüğü problem sayısını tuttuğu olay kaydı formu ile belirlemiştir. Ders sırasında her seferinde kayıt çizelgesinin bulunduğu yere giderek çetele tutmak dersin akışını engelleyebilir. Bu gibi durumlarda öğrenciniz belirlediğiniz hedef davranışı her gerçekleştirdiğinde bir cebinizden diğerine ataşlar geçirebilirsiniz. Ders sonunda gerçekleşen davranış sayısını cebinizde biriken ataş sayısını sayarak yazabilirsiniz.
VİDEO 3 İÇERİK: Öğretmen sınıfta öğrencisinin davranışını kaydetmek için sıralar arasında dolaşıp dersini anlatırken öğrencisinin davranışını gördükçe bir cebinden diğerine ataşlar aktarır. Ders sonunda bu ataşları sayar ve kayıt çizelgesine yazar.
Eğer hedef davranış olarak belirlenen davranış süreli bir davranış ise, bu durumda o davranışın belli bir zaman içinde ne kadar süre ile gerçekleştiğini kayıt etmeniz gerekmektedir. Örneğin, Özge’nin ders sırasında ayakta gezinme davranışını hedef davranış olarak belirlemiş olalım. Özge ders sırasında ayağa kalkıp gezinmeye başladığında bir kronometreyi çalıştırıp yerine oturduğunda durdurabilirsiniz. Böylelikle, ders sonunda toplam süreyi süre kaydı formuna kayıt ederek Özge’nin gün boyunca ne kadar süre ile ayakta kaldığını görebilirsiniz.
Şekil 2
Süre kaydı örneği
|
|
|
|
Ayakta gezinme | 10 dak
8 dak |
12 dak
14 dak |
13 dak
9 dak |
TOPLAM | 18 dak | 26 dak | 22 dak |
Öğretmeni Şekil 2’deki süre kaydı formunu tuttuğunda artık üç gün gözlemlediği süre içerisinde Özge’nin ne kadar süre ile sınıf içinde gezindiğini belirlemiştir. Burada önemli olan, gözlem yapacağınız süreyi önceden belirlemeniz ve bu süre boyunca davranışın ne uzunlukta gerçekleştiğini kayıt etmenizdir. Örneğin, ders sırasında ayakta gezinme davranışının en çok hayat bilgisi dersinde gerçekleştiğini biliyorsanız o zaman her gün hayat bilgisi dersinin ilk 30 dakikasında gözlem yapmaya karar verebilirsiniz. Ya da derste etkinlikle meşgul olma davranışını arttırmak istediğiniz Evren’in matematik dersinde en az etkinlikle meşgul olduğunu biliyorsunuz. O zaman her gün matematik dersinin ilk 20 ya da son 20 dakikasında Evren’in ne kadar süre ile etkinlikle meşgul olduğunu belirlemek için kayıt tutma kararı alabilirsiniz.
VİDEO 4 İÇERİK: Öğretmen sınıfına gelen stajyer öğrenciye süre kaydı tutarken matematik derslerinin son 20 dakikasında kayıt tutması gerektiğini, telefonunun kronometresini kullanabileceğini, davranış oluşmaya başladığında kronometreyi çalıştırıp davranış bittiğinde kronometreyi durdurması gerektiğini ve davranışın bir sonraki başlangıcında kronometrede yazan saniye ya da dakikanın üstüne ekleyerek devam ettirmesi gerektiğini anlatır. Ayrıca 20 dakika sonunda elde edilen süreyi de önceden hazırlamış oldukları süre kaydı formuna yazması gerektiğini de söyler.
Videoda da örneğini gördüğünüz gibi süre kaydı tutma konusunda yardıma ihtiyaç duyabilirsiniz. Eğer sınıfınızda yardımcı öğretmen, stajyer öğrenci ya da birlikte derse girdiğiniz ekip arkadaşınız varsa, kendisinden yardım alabileceğiniz gibi, yardımcı olabilecek kimse olmadığında telefonunuzun kronometresi aracılığıyla kayıt tutmanız da mümkün olabilecektir.
Uygulamalı Davranış Analizi söz konusu olduğunda, davranışları sadece sayılabilir ve süreli olarak ikiye ayırmak yeterli olmayabilir. Bir davranışın oluşumunda etkisi olan davranış öncesi uyaranlar (öncüller) ve davranış sonrası uyaranlar (sonuçlar) da incelenmelidir. Uygulamalı Davranış Analizinde davranışların oluşumunda bazen öncüllerin bazen sonuçların bazen de her ikisinin birden etkisinin olduğu savunulmaktadır. O halde davranışın oluşum sıklığı ya da süresinin yanı sıra bazı durumlarda davranışın öncüllerinin ve sonuçlarının da kayıt edilmesi gerekebilecektir.
Eğer bir davranışın öncesinde oluşan bir olayın o davranışın oluşumuna etkisinin olduğunu gözlemlersek ve eğer o davranışın oluşum sıklığının artmasını istiyorsak o zaman davranışın öncesinde meydana gelen o olayın oluşum sıklığını arttırırsak hedeflediğimiz davranışın daha sık ortaya çıkmasını da sağlayabiliriz. Örneğin, hedef davranışımız Berkin’in parmak kaldırarak söz istemesi olsun. Ders sırasında arkadaşları parmak kaldırarak söz istediğinde siz onlara “Aferin çocuklar, parmak kaldıranlardan birine söz vereyim şimdi.” Dediğinizde Berkin’in de parmak kaldırmaya başladığını fark ediyorsunuz. Bu durumda arkadaşlarının parmak kaldırışını sözel olarak övmeniz Berkin’in parmak kaldırarak söz isteme hedef davranışı için bir öncül olmaktadır. Eğer siz bu öncülü daha sık kullanırsanız, Berkin’in hedeflediğiniz davranışı daha sık gerçekleştirmesi söz konusu olabilecektir. Berkin parmak kaldırarak söz istediğinde siz Berkin’e de “Evet Berkin çok güzel parmak kaldırdın, söyle bakalım.” derseniz bu durumda da Berkin’in hedef davranışı için bir sonuç ortaya koymuş oluyorsunuz. Yine bu sonuç aracılığıyla da Berkin için hedeflediğiniz davranışın daha sık oluşmasına yardımcı olmuş oluyorsunuz.
Örnekte de görüldüğü gibi bir davranışın oluşumunda öncüller ve sonuçların etkisi olması söz konusu olabilmektedir. Bunu bilerek hareket ettiğinizde hangi davranışın neden ortaya çıktığını görmeniz de mümkün olabilecektir. Davranışları kayıt etmekten söz ederken, bazı durumlarda davranışların neden ortaya çıktığını belirlemek ve bunu göz önünde bulundurarak hareket etmek uygun olmaktadır. Yine Berkin örneğine dönersek, Berkin parmak kaldırmadan yerinde zıplayarak “Öğretmenim, öğretmenim ben söyleyeyim.” diye konuştukça sınıftaki arkadaşları Berkin’in bu davranışına gülüyordur. Berkin de arkadaşlarının ilgisini çekmek istediği için ve bu ilgiyi bu şekilde elde ettiği için parmak kaldırmadan söz alma girişimlerinin sayısını arttırarak arkadaşlarının daha fazla ilgisini çekebilmektedir. Örnekte de görüldüğü gibi, eğer bir davranışın neden meydana geldiğini gözlemleyerek davranış öncesi ve davranış sonrası olan olayları kaydederseniz, hedef davranışın oluşumunu sağlamak ve var olan uygun davranışın sayısını arttırmak için doğru yöntem ve teknikleri kullanmayı planlayabilirsiniz.
Yukarıda örnekleyerek anlatmaya çalıştığımız kayıt sistemine kaynaklarda ÖDS (Öncül-Davranış-Sonuç) kaydı denmektedir. Bu kaydı tutabilmek için gözlem hedef öğrencinizin davranışlarının yanı sıra sınıf içinde oluşan diğer olayların da kayıt edilmesi gerekmektedir. Bu tüm sınıf öğrencileri ile ilgilenirken yapılabilecek bir kayıt türü olmadığından size destek sağlayacak birine ihtiyacınız olacaktır. Ya da belli bir süre boyunca sınıftaki akışı kaydedip daha sonra da kaydı izleyerek yazılı kayıt tutmak mümkün olabilecektir. Kayıt tutarken davranış öncesinde olan olayları Öncül sütununa, davranışın kendisini Davranış sütununa ve davranışın oluşumundan sonra gerçekleşen olayları da Sonuç sütununa yazacak şekilde üç sütunlu bir kayıt çizelgesi kullanmanızı öneririz.
GÖRSEL 3: Bir sayfayı üç sütuna bölerek hazırlanmış Bir ÖDS Kayıt formu örneği yerleştirilir.
Peki Kayıt Tuttuktan Sonra?
Belirlediğiniz hedef davranışı doğru bir şekilde (ölçülebilir ve gözlenebilir ifadelerle) tanımladıktan sonra kararlaştırdığınız süre boyunca (örn., üç gün, bir hafta) kayıt tutarak değiştirmek (örn., azaltmak, arttırmak) istediğiniz davranışın başlangıç düzeyini (öğrencinizin o davranışa ilişkin performans düzeyini) belirlemiş oldunuz. Artık yapılması gereken, doğru tekniği kullanarak davranış için belirlediğiniz hedefe doğru hareket etmektir.
Uygulamalı Davranış Analizinde en sık kullanılan kavramlar; pekiştirme, ipucu, silikleştirme, uyaran, tepki, ayrımlı pekiştirme gibi kavramlardır. Öğrencinize yeni davranışlar kazandırmada, uygun olan davranışlarının arttırılmasında ya da uygun olmayan davranışlarının azaltılmasında ya da ortadan kaldırılmasında bu temel kavramların her birinden yararlanılmaktadır. Kitabımızın sonraki bölümlerinde uygun olmayan davranışların azaltılması ve ortadan kaldırılması ile uygun davranışların kazandırılması ve arttırılması konularına değinilecektir.
Yararlanılan Kaynaklar
[1]. Tekin-İftar, E. (2020). Uygulamalı Davranış Analizi: Tanım, Tarihçe ve Özellikleri. E. Tekin-İftar (Ed.) Uygulamalı Davranış Analizi (2-40). Ankara: Vize Akademik.
En kısa sürede size dönüş yapılacaktır